Bağışıklık İçin Takviyeler

Omega 3
Omega yağ asitlerinin araştırmalar tarafından vücuttaki inflamasyonu azalttığı ve immün sistem yanıtlarını düzenlediği kanıtlanmıştır. Vücutta gerçekleştirdiği bu etkiler sayesinde kronik hastalıklara ve alerji-astıma karşı da koruyucu etki gösteriyor. Vücudun ihtiyacı olan omega 3 yağ asitlerini sağlamak adına düzenli balık tüketimi şart olsa da ne yazık ki balığı fazla tüketen bir ülke değiliz. Bu nedenle balık yenilen günler haricinde düzenli olarak takviyesini kullanmalısın. Omega 3 takviyesini alırken yağın güvenilir balık kaynaklarından elde edildiğini gösteren ve ağır metal bulunmadığını belirten IFOS sertifikasının olmasına özen göstermelisin.

Probiyotik
Yararlı bakterilerin insan sağlığı üzerindeki etki mekanizmaları saymakla bitmez. Ana mekanizmalarından bir tanesi de bağışıklık sistemi üzerinedir. Sistemik ve mukozal immün hücrelerin ve intestinal epitel hücrelerin fonksiyonlarını düzenleyerek bağışıklık üzerinde olumlu sonuçları çalışmalarca gözlenmiştir. Değişen yaşam tarzımızı, vücudumuzu ve besinleri de göz önüne alırsak her gün düzenli probiyotik takviyesi alınması öncelikle vücut florasını sonrasında organ fonksiyonlarını iyileştirir. Probiyotik besin kaynaklarını da unutmamalısın. Kendinde ve bebek/çocuğunda kefir tüketimini alışkanlık haline getirmelisin.

D vitamini
Son 10 yılda çalışmalar D vitaminin bağışıklık üzerine olan etkilerine daha fazla odaklanmıştır. Çalışmalarda D vitamini reseptörü (VDR) ve D vitaminini aktif eden enzimin, çoğu hücre tiplerinde (bağırsak, pankreas, prostat ve immün sistem hücreleri) bulunduğu gözlenmiştir. Özellikle immün hücreler tarafından D vitamininin aktif metabolitinin (kalsitriol) sentezlenmesi, insanlarda immün sistemi düzenleyici özellikte olduğunu öne sürmüştür. En iyi kaynağı güneş ışınlarıdır ama yaz aylarında güneşlenerek depoladığın bu vitamin sonbaharla birlikte azalma gösterir. Kan tahlili yaptırıp uygun dozda almanda fayda var. Yüksek dozda alımı toksik etkiye neden olacağı için takviye alırken ampul seçeneğinden kendini de bebeğini de uzak tutmalı, sprey formlarını tercih etmelisin.

Propolis
Arıların bitkilerden topladığı bu antioksidan bileşikler; özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarında etkilidir, ağız ve diş eti hastalıklarına karşı koruyucudur. Doğal antibiyotik, antiseptik ve antioksidan özellik gösterir. Dikkat etmen gereken nokta ise kullandığın propolisin alkolsüz ya da alkol oranının en düşük olanı olması ve alerji riskin varsa test yaptırmadan kullanmamandır.

Çinko
Bağışıklık denince akla ilk gelenlerdendir. Çinko doğuştan gelen bağışıklık hücrelerinin ve nötrofillerin gelişimi için çok önemlidir. Çinko yetersizliğinde makrofajlar, fagositoz (hücre içi öldürme) ve sitokin üretimi olumsuz etkilenir. Bağışıklığın temel hücreleri olan T ve B hücrelerinin büyüme ve gelişimi olumsuz etkilenir. Bağışıklık sisteminin temel mekanizmasındaki görevleri gördüğün gibi çok ciddi! Aynı zamanda serbest radikallerin vücuda verdiği hasarı önlemede de kritik role sahiptir. Mevsim geçişlerinde mutlaka çinko seviyelerine baktırmalısın.

Demir
Vücudumuzdaki birçok kimyasal olayda kofaktör olarak kullanılır, özellikle immünolojik tepkimelerde. Lenfosit öncelikli olmak üzere, bağışıklık hücrelerinin çoğalması ve olgunlaşmasında önemli rolü vardır. Fakat fazla miktarlarda yükleme yapılması da toksik etkiye yol açabilmektedir. Bu nedenle mutlaka kan tahlili yaptırarak demir ve ferritin seviyelerine birlikte bakılmalıdır.

Formeo Diyetisyenleri diyor ki: Bağışıklığı güçlendirmek adına kendi başına “vitamin ve mineral” takviyelerini kullanma. Vitamin ve minerallerin, öncelikle kan tahlil sonuçlarındaki seviyelerine bakılıp, doktor kontrolünde uygun dozda takviyesi yapılmalıdır.