PCOS’a Karşı Gardını Al

15-50 yaş arası kadınların %10’unda görülen, ilk kez 1953’te keşfedilen yumurtalıklarda birden fazla kistin bulunduğu hormonal bir bozukluk olan PCOS, senin için de bir problemse okumaya başla bakalım!

• PCOS’un sebebi nedir?
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bu konuda pek çok kanıtlanmamış teori bulunmaktadır. Hızlı kilo kaybı/artışı, sağlıksız beslenme, düşük veya fazla doğum ağırlığı ile dünyaya gelmek vb. pek çok neden olması ile birlikte, en kabul gören açıklama; genetik olarak diyabete yatkınlık ve kilo probleminin polikistik over sendromunun ortaya çıkmasına neden olabileceği görüşünde. Fakat bu konuda da net bir açıklamanın olmadığını bilmelisin.
• PCOS’un semptomları nelerdir?
Çoğunlukla 18-20’li yaşlarda belirtiler gösterse de semptomların da farklılaşabildiği belirtiliyor. Bazı kadınlarda semptomlar hafifken bazılarında ağır şekilde görülebiliyor.
Başlıca semptomları ise;
Adet dönemlerinde düzensizlik, çene bölgesi başta olmak üzere akne problemi, saç dökülmeleri ve vücutta tüylenme, düşük riskinde artış, zor kilo verme, insülin direnci, dirseklerde kuruma, karın bölgesine yağlanma, karbonhidrat isteğinde artış.
• PCOS’un uzun vadeli riskleri nelerdir?
Hastalığın zamanla tip 2 diyabet, uyku apnesi, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, depresyon gibi hastalıkların gelişimine neden olabileceği ve infertiliteyi de olumsuz etkileyebileceği araştırmalar tarafından bildirilen risklerden bazılarıdır.
Özetle PCOS; genetik, çevresel ve beslenme bağlı ortaya çıkabilen, hipotalamus ve hipofizde sinyallerin bozulmasından kaynaklı LH hormonunun aşırı salınmasına karşın FSH hormonun az salgılanmasına neden olan endokrin bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır.
Beslenme düzenini değiştirerek PCOS’a karşı gardını alabilirsin!
Sağlıklı bir beslenme programının, kilo kontrolü ve kan şekeri dengesini kurarak polikistik over sendromunun semptomlarını azaltmaya yardımcı olacağı bilim dünyasında çoktan kabul görmüş bir çözüm :) 
Nelere dikkat etmen gerektiğini öğrenmeye hazır mısın?
• Düşük glisemik indeksli beslenmeye özen göstermelisin.
PCOS’lu kadınlarda genellikle insüline direnç görülür ve bu nedenle kanda fazla insülin bulunur. İnsülin düzeylerindeki bu artış ise testosteron düzeylerinin de arttığı anlamına gelir. Hem insülin hem de testosteron düzeylerindeki bu artış vücudun dengesini bozacağından kan şekerini uzun süre dengede tutacak besinler tercih etmelisin. Yani, glisemik indeksi düşük besinlere ağırlık vermelisin. Taze meyveler, tam tahıllar, kurubaklagiller düşük glisemik indeksli besin gruplarıdır.
• Meyvelerden korkmadan, yeterli ve dengeli tüketmeye devam etmelisin.
PCOS’lu kadınlar genellikle insülin problemi yaşadıklarından dolayı şeker içeren besinlerden uzak durmaya çalışırken meyvelerden de uzaklaşmaktalar. Vitamin, mineral ve liften zengin bu besin grubu tek seferde 200 gramı aşmayacak şekilde yanında süt grubu besinler veya yağlı tohumlar ile birlikte tüketmek hem kan şekerini dengede tutmana hem de bağışıklık sistemini güçlendirmene destek olacaktır.
• Sağlıklı yağlara beslenme programında yer açmalısın.
Doymamış yağlar PCOS tedavisinde önemlidir. Esansiyel yağ asitleri dediğimiz bu yağlar hücre duvarını koruyan, hormonları dengeleyen, kilo yönetimini destekleyen ve doğurganlığa yardımcı olan yağ asitleri içerirler. Ancak kalori bakımından da yüksek bir içeriğe sahip olan bu yağları tüketirken limitlerini koymalısın.
Sağlıklı yağlar; fındık, badem, avokado, zeytinyağı, hindistancevizi yağı, yağlı balıkların sahip olduğu yağlar.
• Magnezyumdan zengin beslenmelisin.
Yapılan son çalışmalar magnezyum eksikliğinin artmış insülin direnci ile ilişkili olduğunu ve bu durumunda PCOS semptomlarını arttırabileceğini göstermektedir. Bu nedenle koyu yeşil yapraklı sebzeler, fındık ve yağlı tohumlara beslenmende yer açarak semptomları azaltmaya ne dersin?
• İyi protein kaynaklarından beslenmelisin.
Kırmızı et, yağlı peynir gibi doymuş yağdan zengin protein kaynakları yerine tavuk, balık, hindi, kurubaklagil, az yağlı peynir gibi doymuş yağ içeriği düşük protein kaynaklarını tercih etmelisin. Çünkü artan kan yağları düzeyini yönetmek için ihtiyacın olan beslenme modelinde doymuş yağı en aza indirmek oldukça büyük önem taşır.
PCOS’lu kadınların kurduğu dernek ve felsefesini seninle paylaşmak istiyorum;
“PCOS bize kendimizi, sağlığımızı, alışkanlıklarımızı ve beslenmemizi önemsememizi öğretecek olan bir fırsattır!” diyorlar.

Bu sebeple PCOS gözünü korkutmasın! Bu problemin üstesinde gelmek için ihtiyacın olan biraz daha fazla sabır ve özen ;)