Sofranızın Vazgeçilmez Ailesi

Üyelerini soğan, sarımsak ve pırasanın oluşturduğu bu ailenin aslında bilmediğin birçok özelliği var! Koku ve tadından dolayı çoğu zaman tercih etmediğin bu üyelerin etkili koku ve tadı kadar etkili yararları da var! Sen de bu etkileri merak edenlerdensen, haydi listeyi okumaya başla :)

Kalp hastalıkları: Kalp sever gıdalarda ilk sıralarda bu üçlüyü görebilirsin. Araştırmalara göre bu besinlerde bulunan kamferol flavonoidi reaktif oksijenlerden kan damarlarının hasar görme riskini azaltıyor. Allium ailesi olarak da bilinen soğan ailesinin bu üyeleri kalp hastalıklarına karşı süper koruyucu etkileri var. Çalışmalar bu üçlünün damar içi plak azaltıcı ve damar elastikiyetini arttırıcı, tansiyon düşürücü, kolesterol LDL(kötü kolesterol) ve trigliserit seviyesini düşürüp özellikle sarımsağın HDL seviyesini arttırmaya yardımcı olduğunu gösteriyor. Fakat dikkat edilmesi gereken nokta, bu besinlerin pıhtı önleyici olması! Yani doğal kan sulandırıcı etki. Eğer kan sulandırıcı ilaç kullanımın varsa bu gıdaların tüketiminde dikkatli olmalısın.

Afrodizyak- cinsel performans: İşte bu maddeye şaşırabilirsin! Özellikle kokusundan rahatsız olduğun soğan ve sarımsak ikilisinin aslında afrodizyak özelliğinin olduğunu biliyor muydun? 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre bu ikili libidoyu ve cinsel performansı arttırıcılar listesinde!

Solunum yolları: Alerji karşıtı flavonoid olan kuersetin solunum yolu hastalıklarının ilaçları arasında yer almaktadır. 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre alerjik astım hastalığının tedavisinde kuersetin büyük bir önem taşımaktadır. Bu özelliği ayrıca öksürme, burun akıntıları, sinüzit gibi hastalıklarda da yardımcıdır. Kısacası soğan, sarımsak ve pırasadan sağlayacağın quersetin seni solunum yolları hastalıklarına karşı güçlü kılacak!

Kanser: Antioksidan içeriklerinden dolayı soğan, sarımsak ve pırasa bağışıklığını arttırıp birçok hastalığa yakalanmanı engellediği gibi tümör büyümelerini de engelleyerek seni birçok kansere karşı koruyor. 2014 yılı Beslenme ve Kanser yayınlarında açıklanan araştırmaya göre bu besinler gastrik kanserlere karşı koruyucu etkiye sahip! Yapılan bir başka araştırmada ise bu gıdaların prostat kanserine karşı koruyucu olduğunu söylüyor. Ayrıca bu gıdalar içerdiği flavonoidlerle akciğer kanserlerine karşı da koruyucu! Amerikan Klinik 

Beslenme Birliğinin yayınladığı açıklamaya göre ise bu besinler, içerdiği kükürt bileşenleriyle kolon kanserine karşı koruyucu etkiye sahip. Kısacası kansere vücudunu korurken bu üçlü olmazsa olmazlar arasında yer almalı 

Anti-aging: Oksidatif stresle beraber hasar gören hücrelerini yenilemek antioksidanların görevi. Bu yüzden cilt güzelliğinin sırrını antioksidanlara borçlusun. Bu konuda pırasa, soğan ve sarımsak güçlü antioksidanlara sahip besinler arasında. Araştırmalara göre pırasada bulunan gallik asit yaşlanma karşıtı özelliğiyle biliniyor!

Diyabet: 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre soğan ailesinin hipoglisemik yani kan şekeri düşürücü etkisi mevcut. Çalışmalara göre bu besinlerin içerisinde bulunan S-Metilsistein sülfoksit ve S-allisistein sülfoksit bileşenleri kilo kaybı ve kan şekerini düşürme etkisiyle bilinmektedir. 2009’da yapılan bir araştırma da bu ailenin barındırdığı kuersetin bileşeninin anti-diyabetik etki yaptığını söylüyor. 2010 yılında kırmızı soğanın diyabet türlerine yaptığı etkisi üzerine yapılan bir araştırmada da soğanın hem tip 1 hem de tip 2 diyabet yönetiminde olumlu sonuç verdiği görülmüştür.

Alzheimer ve demans: Araştırmalar yüksek antioksidan içerikli besinlerin Alzheimer ve demansa karşı koruyucu etkisi olduğunu söylüyor! Bu konuda özellikle sarımsak sana ilk yardımcı olacakların başında. İçeriğinde bulunan selenyumun da Alzheimer hastalığına olan koruyucu etkisini unutmamak gerek. Ayrıca araştırmalar bu besinlerdeki antioksidanların oksidatif strese karşı hücreleri korunması sonucu bilişsel fonksiyonların geliştiği ve konsantrasyonun arttığını göstermektedir.

Kemik sağlığı: GPCS(γ-Glutamil-Propenil-Sistein Sülfoksit) kemik kaybına neden olan hücreleri inhibe eder. Peki, GPCS adlı peptidlerin soğan ailesinde bulunduğunu söylesem? Araştırmalara göre özellikle soğan ve sarımsak içerisinde barındırdığı GPCS peptidiyle kemik kaybını azaltmaktadır. Menopoz dönemindeki kadınlarda yapılan araştırmalara göre soğan tüketen grupta tüketmeyenlere göre kemik kaybı daha az gözlemlenmiştir. 2009 yılında yapılan bir çalışmada menopoz dönemindeki kadınlardan soğan tüketenlerin hiç tüketmeyenlere göre kalça kırığı riskinin %20 daha az olduğu görülmüştür.

Antiseptik: İşte sana vücudunu doğal yoldan mikroplardan koruyan aile; soğan ailesi! Araştırmalara göre soğan içerdiği sülfür bileşikleriyle özellikle gram pozitif-negatif bakterilere, mantarlara, aflatoksinlere karşı süperbesinlerden. 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre sarımsak özellikle patojenik bakterilerden kaynaklı üriner hastalıklarda etkili bir besin! Bu ailenin antiseptik özelliği ağız ve diş sağlığında da etkili. Bir başka çalışmada sarımsağın tükürükteki bakteri sayısını azalttığını söylemekte! Bu besinlerin antibakteriyel özelliği dişte plak oluşumunu engellemekte ve ağızdaki enfeksiyon risklerini azaltmaktadır.

Mutlu Bağırsaklar: Soğan, sarımsak ve pırasa bağırsağındaki iyi bakterilerin besin maddesi olan fruktooligosakkaritlerden –yani prebiyotiklerden- zengin gıdalardır. Düzenli bir bağırsak sistemi için bu üçlüyü tüketmeden geçme!

Katarakt: Katarakt, oksidatif stresle oluşan hidrojen peroksitlerin gözde opaklaşma(donuklaşma) yapmasıyla meydana gelmektedir. Soğan ailesinde bulunan kuersetin maddesi hidrojen peroksit gibi serbest radikallerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlamaktadır. Bu yüzden bu besinleri tüketmen seni doğal yoldan katarakttan korunmanı sağlayacaktır!

Artık soğan ailesinden kaçma, tüketeceğin bu besinler sayesinde hastalıklar senden kaçsın. Daha sağlıklı vücut, güçlü bir bağışıklık için hayatına bu üçlüyü ekleyerek başla. Pişmiş veya az miktarda tüketimin, fazla tüketeceksen de iş günleri dışında bir zamanı tercih etmen bu konuda sana kolaylık sağlayacaktır :)