Anne Sütünden Efsaneler

Annelerin “yeteri kadar süt üretimi”nde duydukları endişe, ne yazık ki bebeklerin sütten erken kesilmesine, katı gıdaya erken başlanmasına ve daha kısa süre anne sütü almalarına neden olabilmektedir! Emzirmek; duygu ve düşüncelerimizde etkisi olan kültürel değerlerden fazlasıyla etkilenmektedir sevgili anneler. Toplumda -ki en çok ailenizde- anne sütüyle ilgili duyduğunuz bazı yaygın inanışlar var ya, işte onlar birer efsane! Gelin bu efsanelere birlikte göz atalım ;)

Efsane 1: Ailedekiler Süt Üretememiş!
İlk efsanemiz çok yaygın bir inanıştır. Bireyin annesi, teyzesi, halası, anneannesinden en az biri süt üretemediyse, daha doğrusu bebeğini emziremediyse; anne hamileliğinden itibaren endişe duymaya başlar. “Ya benim de sütüm olmazsa?” diye… Psikolojik olarak etkilenen anne, sütü çok olsa da az olduğunu, bebeğinin doymadığını, aç olduğu için uyuyamadığını düşünecek ve istemsiz olarak mamaya yönelecektir. Yeterli anne sütü varken beslenmeye mamanın dahil olması, emzirme sıklığını ve dolayısıyla anne sütü üretimini azaltacaktır! Bu durumun altında yatan neden ise aslında çok açık: yetersiz-yanlış bilgilenme ve kötü yönetim. Süt fabrikanızın yöneticisi sadece sizsiniz unutmayın ;)

Efsane 2: Başından Beri Sütüm Az!
Doğum sonrası bebeğin midesi bir vişne tanesi kadarken sizce de sütün damla damla gelmesi normal değil mi? İlk zamanlarda gelen, miktarı az ancak besleyici değeri yüksek olan kolostrum, bebeğinize optimal fayda sağlar. Ancak miktarı az olan bu süt, annelerin beklentisini tam olarak karşılamamakta ne yazık ki. Anneler her zaman çocuklarının fazla fazla beslenmesini isterler ya, işte doğum sonrası da durum aynı aslında. Süt miktarının az olmasının bir diğer nedeni de; hamileliğinizde plasenta tarafından salgılanan progesteron hormonudur. Bu hormon süt yapan hücrelerdeki prolaktin reseptörlerine müdahale eder. Doğumda plasentanın çıkmasıyla birlikte progesteron hormonunun etkisi azalmaya, böylelikle süt miktarınız artmaya başlar. Süt üretiminiz sadece bununla da kalmaz; bebeğinizi ne kadar sık emzirirseniz sütünüz de o kadar artış gösterecektir!

Efsane 3: Ya Hep, Ya Hiç!
“Ya hep, ya hiç” prensibini hayatınızın birçok alanında uyguluyor olabilirsiniz; ama söz konusu anne sütüyse eğer asla uygulamayın! Evet bebekler ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmelidir; ama anne sütünün gerçekten yetersiz olduğu durumlarda bebeğinizin beslenmesini mamayla destelemelisiniz. “Sadece anne sütüyle beslemek” terimi “ya anne sütü ya da mama” diye keskin bir ayrıma neden olmamalıdır. Temel beslenme anne sütüdür, yetersiz kaldığı durumlarda anne sütü arttırılmalı ve gerektiğinde mamayla desteklenmelidir.

Efsane 4: Vücudum Süt Üretemiyor!
Sık karşılaştığımız bir sorun ne yazık ki! Annenin yeterli miktarda sütü olmadığında, vücudunun üretemediğini düşünen anne hemen pes ediyor ve süt arttırmak adına bir çabaya girmiyor! Oysaki süt üretimini arttırmak için birçok yol vardır ve bu gerçekten denemeye değer bir durumdur!

Efsane 5: Göğüslerim Küçük!
Büyük göğüs fazla süt üretir, küçük göğüs az süt üretir diyorlarmış! Size de tanıdık geldi değil mi? Evet, göğüslerin büyüklükleri aynı değildir ve genellikle sol göğüs sağ göğüsten daha büyüktür. Ama bu büyüklük süt üretimini olumsuz etkilemez. Aksine iki göğsün de aynı miktarda süt ürettiği çok nadir görülmektedir ve genellikle sağ göğüs daha fazla süt üreten taraftır. Yani küçük göğüs daha fazla süt üretiyor anneler dikkat ;)

Anne sütü üretimi insan vücudunun fizyolojik ritmine olduğu kadar; emzirme sıklığı, emzirme pozisyonu, annenin beslenmesi, sıvı alımı ve ruh haline de bağlıdır unutmayın sevgili anneler. Çevrenizde sizi bu efsanelerle yanlış yönlendirmeye çalışan kişilerden uzak durun. Siz bebeğinize şefkatle sarılın, diyetisyen kontrolünde sütlük beslenin ve bebeğinizi sık sık emzirin. Birkaç gün sonra değişimi kendi gözlerinizle göreceksiniz ;)