Besleme Davranışlarımızı Dönüştürüyoruz

Doğum sonra anne göğsünde başlıyoruz doymaya, hem bedensel hem de ruhsal olarak. Daha sonrasında da öyle gelişiyor aslında, yediğimiz besinlerin yaptığımız seçimlerin hem bedenimizi hem de ruhumuzu doyurmasını istiyoruz.
Biz ebeveynler olarak bile bu şekilde isterken anne göğsünden yakın zamanda ayrılmış çocuklarımızın da istemesi kadar normal bir durum yok aslında.

Çocukların beslenme dürtülerini oluşturan davranışlardan en öncelikli üç davranış:

• Taklitçi (ebeveyn aynası) 
• Hayal gücü 
• Özgürlük 


Çocuklar doğum sonrası 3 aylarını doldurduktan sonra etraflarını keşfederken ebeveynlerini de keşfederler. Nasıl konuşuyorlar, nasıl mimik yapıyorlar, nasıl besleniyorlar, ne ile besleniyorlar gibi her hareketi incelerler ve taklit etmeye bayılırlar.
Dünyaya karşı hayal güçleri öyle sınırsızdır ki aynı etkiyi besinlere karşı da gösterirler. Onlar için bir besini keşfetmek, o besini gördüğü başka nesnelere benzetmek inanılmaz keyiflidir.
Bir de doğuştan özgür doğarlar aslında. Emmek istedikleri zaman emerler, duyduklarında emmeyi bırakırlar. Sınır olmadan yürümek isterler, keşfetmek isterler. Aynı şekilde besinleri de yemekleri de. Onları mıncırmak, dokularını keşfetmek, tatlarına bakmak, onlarla oynamak, yere atıp arkalarından bakmak ve hepsini yaparken ebeveynlerinin tepkilerini görmek, kısacası muzip bir beslenme anlayışları vardır.

Peki biz ebeveynler bu karşılaştığımız keyif ve güzellikler karşısında acaba nasıl bir BESLEME davranışı gösteriyoruz?

1. ÖDÜL
Bir eylemi gerçekleştirdiği takdirde besinleri sunmak ödüllendirme şiddetini kapsıyor sevgili ebeveynler. Örneğin; odanı toplarsan ya da dersine çalışırsan sonra kek vereceğim gibi bir yaklaşım o besini ödül olarak sunmamızı sağlıyor. Bu durum çocuklarımızın besinlere ve tabii ki ebeveynine karşı farklı anlamlar yüklemesine neden oluyor.
2. CEZA
Besini, yemeğini yememesi durumunda verilen cezalar ise daha içler acısı. Yemeğini yemezsen dışarı çıkamazsın, yemeğini yemezsen tablet oynayamazsın gibi yaklaşımlar çocuklarımızın hem yediği yemeğe hem de ebeveynine duyduğu güven aralığını ciddi anlamda zedeleyen bir yaklaşım oluyor. Besinleri ceza olarak sunmak çocuklarımızda neofobiyi (yeni besinler deneme korkusu) en çok tetikleyen hatalı besleme davranışıdır.
3. KEYİF ARACI
Besinler hem bedensel hem de ruhsal doyumu sağlarken bu yöntemle sadece ruhsal yönden faydalanarak çocuklarımızın duygusal yönüyle oynamamıza neden oluyor. Bu meyveyi yersen daha iyi hissedeceksin ya da mutlu olacaksın gibi bir yaklaşım ne yazık ki mutlu hissetmelerini değil zorla bir besini yemelerini ve o besine karşı olumsuz duygular beslemeyi sağlıyor.
4. SUÇLU HİSSETTİRME ARACI
Farkında olmadan artık çok sık yapmaya başladığımız bir yanlış besleme yöntemi aslında. açlık ve israf kavramlarının önemini çocuklarımızın dünyasında farklı yönlere çekiyoruz ve onların duygusallığından faydalanıp ciddi anlamda psikolojik şiddet uyguluyoruz. “Sen yemiyorsun ama bu besini bulamayan çocuklar var” diyerek ne yazık ki çocuklarımızın bilinçlenmesini sağlamıyoruz sevgili ebeveynler.

Bu dört hatalı besleme davranışını öğrendikten sonra ne hissettiniz? Neredeyse hepsini uyguluyorsunuz değil mi? İlk başta saydığımız onların masum beslenme isteklerine karşılık bu şekilde davranmak aslında uyguladığımız bir beslenme şiddeti değil de nedir?

2 yaşa kadar besinleri çocuklarımıza yasaklıyoruz ama 2 yaştan sonra da bu yasakladığımız besinleri onlara ödül, ceza gibi aracı bir besin olarak sunuyoruz.
Bizim formeo ekibi olarak 2022 mottomuz “kendinin en iyi versiyonuna dönüş” sevgili ebeveynler.
Haydi bu dönüşüme (acilen) önce çocuklarımızı BESLEME davranışlarımızı dönüştürerek başlayalım.