Daha İyi Bir Gezegen İçin
Günümüz şartlarında her besine kolayca erişim sağlayabiliyoruz. Peki hiç düşündük mü gelecek nesiller bu besinlere ulaşabilecek mi ?
Çevresel değişimler ile beslenme sistemleri birbirleriyle ilişkilidir. Artan küresel nüfus, gelişen teknoloji, kentleşme ve sanayileşme sonucu beslenme sistemleri değişmiştir. Bununla birlikte beslenme şeklinin sürdürülebilirliği o beslenmenin oluşturduğu ekolojik ayak izinin büyüklüğü ile ters orantılıdır. Yani ekolojik ayak izi ne kadar küçük olursa o beslenme şeklinin sürdürülebilirliği o kadar yüksektir. Ekolojik ayak izinin küçük olmasını sağlamak temel olarak doğaya zarar vermemek, ılımlı hayvansal kaynakları tüketmektir. Gıda üretiminde sadece hayvancılık sektörünün, 2050 yılına kadar küresel iklim değişikliği ve azot için sürdürülebilir düzeyleri aşması beklenmektedir.
Ekolojik ayak izlerinin artmasına sebep olan ana unsurlardan biri de sera gazlarıdır. Sera gazları atmosferdeki sıcaklığı artırarak iklim değişikliklerine ve küresel ısınmaya sebep olmaktadır. Peki atmosferdeki sera gazının nasıl arttığını hiç düşündünüz mü ? Yaşadığımız topraklara verdiğimiz her zarar sera gazı emisyonlarını arttırmaktadır. Tüm bu çevresel değişimler beslenmenin sürdürülebilirliğine engel olmaktadır.
Sürdürülebilir beslenme modeli ile gelecek nesillerin de bugün kolayca ulaşabildiğimiz besinlere ulaşabilmesine olanak sağlayabilir, sera gazı üretimini azaltabilir doğaya zarar vermeyerek canlıların çeşitliliğini koruyabiliriz.
Kendi hayatında yapabileceğin küçük değişiklikleri senin için listeledik,
- Kırmızı et tüketimi başta olmak üzere hayvansal et kaynaklarını sınırlandırabilirsin.
- Tam tahıllı gıdalar, baklagiller, kuruyemişler, sebze ve meyvelerin tüketimi arttırmalısın. Bulunduğun şehirdeki yerel üreticileri desteklemelisin.
- Gıda kaybı ve israfını azaltmalısın.
- Aktif ve doğayı koruyan bir yaşam biçimi benimsemelisin.
Unutma hayatında yapacağın küçücük bir değişiklik geleceğini daha da aydınlatacaktır. Bedenine, gezegenine iyi bakmak dileğiyle.