Fertiliteyi Sağlıklı Destekle!

Günümüzde evlenme yaşının ilerlemesi, daha çok kadının çalışma hayatına atılması ve maddi imkanların genişletilme isteği; beraberinde çocuk dünyaya getirme yaşını da ilerletmiştir. Araştırmalar her 5 çiftten 1’inin evlenip çocuk sahibi olmayı, 35 yaşına kadar ertelediğini göstermektedir. Peki bununla birlikte 30’lu yaşlardan itibaren doğurganlığın azaldığını da biliyor musunuz?

İşte bu azalan doğurganlığı, sağlıksız yaşam tarzınızla daha da azaltmak yerine, gelin birlikte sağlıklı olmayı seçelim. Besinlerin mucizevi gücünden yararlanarak çocuk sahibi olma şansımızı artıralım ;)

Ekmeği, buğdayı sofralardan kaldırmayın! Tam tahıllı tercih edin!
Hatalı popüler akımlar, ne yazık ki tahıl tüketimini de ele geçirdi. Ekmek suçlandı, tahıllar sofradan kalktı. Oysaki tam tahıllar; B grubu vitaminlerinden ve posadan zengin, glisemik indeks değeri düşük kompleks karbonhidrat yapısına sahip besinlerdir. Kadınlarda yumurta hücrelerinin düzenli üretimini teşvik ederek, kadın doğurganlığının artmasına yardımcı olur.

Yeşil yapraklı sebzelere sofranızda bol bol yer verin!
Hamileliğin en önemli minerallerinden olan folik asitten zengindir. Folik asit üreme hücrelerinin yapısında meydana gelebilecek kromozom anomalilerini önler, DNA sentezinde rol oynayarak üreme hücrelerinin DNA kalitesini olumlu etkiler. Dikkat etmeniz gereken nokta, çok fazla pişirmemektir. Salatalarınızda çiğ, yemeklerinizde az pişmiş olarak tüketin.

Her gün 1 yumurta tüketin!
Üreme hücrelerinin oluşumu için, vücudun kaliteli protein kaynaklarına ihtiyacı var. Yumurta ise anne sütünden sonra en kaliteli protein kaynağıdır. Yapısındaki protein tamamen vücut tarafından kullanılır ve elzem aminoasitlerin hepsini içermektedir. B6 ve D vitaminleri ile de, hamilelikte önemli bir rolü olan progesteron salınımını destekler. Eğer kırmızı et sevmiyorsanız veya belirli bir nedenden dolayı tüketemiyorsanız; haftanın iki-üç günü, günlük yumurta tüketiminizi ikiye çıkarın.

Soya sütünün gücünden faydalanın!
Fitoöstrojenlerin kaynağı olan soya sütü, östrojenik özelliğiyle; kadınların menstruasyon döngüsüne etki eder. Yumurta ve spermin birleşmesi için, kadın genital yollarını hazır duruma getirmektedir. Günde 1 kutu soya sütüne, ister sade, ister çikolatalı olarak ara öğünlerinizde yer verin.

Çikolatanızı bitter tercih edin!
Çikolata sevmeyen yoktur herhalde. İşin ayrıntısı ise, bitterinde saklı. Bitter çikolataların, içerdikleri kakao oranlarıyla, sütlü çikolatalara göre 3 kat daha fazla antioksidan etkisi vardır. Yapılan çalışmalar, hücre stresindeki artışın, infertiliteyle doğru oranda arttığını göstertir. En az %70 kakao oranına sahip bitter çikolatalar, sizi mutlu ederek hücrelerinizin stresini azaltıyor, benden söylemesi ;)

Yemeklerinizi sağlıkla pişirin!
Besinlerin kızartma yöntemiyle pişirilmesi, üreme hücrelerinin miktar ve konsantrasyonlarını olumsuz etkilemektedir. Yemeklerinizi pişirirken fırında, buharda ve ızgara pişirme yöntemlerini tercih edin.

Tuz tüketiminizi sınırlayın!
Kişi başı tuz tüketim miktarı günlük maksimum 5 gram olması gerekirken, maalesef bu değer Türkiye’de 15 grama ulaşmaktadır. Ekstra tuz ilave etmemeye, kullandığınızın tuzun iyotlu ama düşük sodyumlu olmasına özen gösterin. Yapılan çalışmalarda, yüksek sodyum içeren beslenme programlarının sperm yapısını bozduğu görülmüştür.

Sadece 30 yaş üstü doğurganlığı arttırmak için değil, 20’li yaşlarda da olsanız sağlıklı bebek dünyaya getirmek için bu maddeleri uygulayın. O’na sağlıklı bir yaşam haritası oluşturmak istiyorsanız, hamileliğin en az 3 ay öncesinden yaşam kalitenizi arttırmaya başlayın. Unutmayın anne ve babalar, çocuklarının geleceğini besler ;)