Formda Gebe, Sağlıklı Bebe!
Bu zamana kadar, #fitanneningünlüğü köşemde hamilelikte fazla kilo alımlarından bahsettik. Şimdi ise tam tersi… Hamilelikte fazla kilo alımı kadar, yetersiz kilo alımı veya hiç kilo almamak da çocuklarımızın geleceğini olumsuz etkilemektedir.
Günümüz koşullarında sağlıklı beslenme ile süper beslenme çok karıştırılan bir durum. Yapılan çalışmalarda insanlarda süper beslenme ve buna bağlı gelişen süper beden bilinci, yeme bozuklukları görülmesi riskini arttırmaktadır. Yeme bozuklarının görülmesi her yaşta insanları olumsuz etkilese de, şüphesiz en çok da hamileleri ve doğacak çocukları olumsuz etkilemektedir.
Çok değil, 2009 yılında yeni bir yeme bozukluğu tanımlandı: Pregnoreksiya Nervoza. Amerika Diyetetik Derneği’nin bize sunduğu verilere bakacak olursak, bu yeme davranış bozukluğu çok az kişide görülmektedir (ortalama %5); ama tanı konulmamış birçok kişi de vardır. Peki nedir bu diye soracak olursanız, hemen açıklıyorum: Hamilelerde görülen kilo almak istememe ve buna bağlı yemenin kısıtlanması. Bu durumu tetikleyen en önemli iki faktör de; geçmişte yeme bozukluğu yaşanması ve sıfır beden algısı (manken hastalığı)!
Olması gerekeni ise artık hepimiz biliyoruz. Hamilelik sırasında sağlığı destekleyen yaşam tarzının en önemli kısımlarından biri, yeterli ve düzenli kilo alımıdır. Hamilelik süresince yaklaşık olarak; bebek 3,5 kg, amniyon sıvısı 1 kg, plasenta 1 kg ve kalınlaşan rahim duvarı ise 1 kg olur. Her hamilelikte olmazsa olmaz dört faktör değil midir bunlar? İşte bu nedenle her anne adayının, kilolu hamile kalanların bile, en az 7 kg alması gerekmektedir! Bu değere bir de artan kan hacmi, yağ dokusu ve meme dokusu eklendiğinde; ortalama 11-16 kg’ı bulmaktadır.
Amerikan Diyetetik Derneği hamilelik öncesi beden kitle indeksi, kilo alım oranı, anne adayının yaşı ve iştahına bağlı olarak kalori alımını 2200-2900 kalori arasında belirlemektedir. Ooo çokmuş dediğini duyar gibiyim, ama emin ol çok değil! Hamileliğin süresince tüm besin depoların, aktif olarak bebeğinle birlikte kullanılır! Bu durum hamileliğin ilk günüyle birlikte başlar. Neler mi olur? Haydi gel birlikte bakalım…
- Özellikle ilk 3 ayda hayati organların oluşumu esnasında, anne adayının yetersiz beslenmesi; bu organların yapısında fonksiyon bozukluklarına yol açmaktadır.
- Yetersiz beslenen anne adayı, karnındaki bebeğini de yetersiz beslenmeye programlamakta ve böylelikle depolama özelliğini geliştirmektedir. Depolamaya alışan bebek ise, çocukluk ve yetişkin hayatında artan diyabet, kalp, tansiyon ve obezite riskiyle karşılaşmaktadır.
- Yeme bozukluğu olan anne adayı, aynı zamanda anemi (kansızlık) görülmesi açısından ciddi risk taşımaktadır. Hamileliğin ilk gününden itibaren anne adayında kan hacmi artmaya başlar. 4. ayda en yüksek artış miktarına ulaşır ve 36. haftaya kadar da devam eder. Bu süreç boyunca anne adayının demirden yetersiz beslenmesi anemi görülmesine neden olur. Anne adayında anemi görülmesi sonucu, bebek yeteri miktarda demir depolayamamakta ve önlem alınmazsa geri dönüşümsüz fiziksel ve zihinsel geriliğe neden olmaktadır!
- Minik bebeğimizde gelişen problemler bununla kısıtlı değil ne yazık ki… İntrauterin (rahim) büyüme yetersizliği yaşanması, erken doğum gerçekleşmesi, düşük doğum ağırlıklı dünyaya gelmesi, hamileliğin 28. haftasından sonra anne karnında ölüm gerçekleşmesine de neden olmaktadır!
Güzel anne adaylarım… Dünyaya bir nefes daha getireceksiniz. Gerek hamilelik öncesi, gerekse hamilelik süresince amacınız önce kendinizin, sonra miniğinizin sağlığını optimal koşullarda tutmak olsun… Sağlık ve mutluluk dolu bir “9 ay 10 gün” sizinle olsun :)