Hamilelikte Akdeniz Mutfağı ile Beslenin
Hamilelik döneminde annenin beslenmesi bebeğin sağlık durumunu ciddi anlamda etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda maternal hatalı beslenme sonucu sık karşılaşılan sağlık problemleri:
- Annede gestasyonel diyabet
- Annede tip 2 diyabet
- Bebekte tip 2 diyabet
- Bebekte alerji-astım
Ve bu sağlık problemleri insülin direnci, obezite, kalp ve göğüs hastalıklarını da beraberinde getirmektedir.
Gestasyonel diyabet günümüzde her 5 kadından 1’ini etkilemektedir. Genetik faktörler bu tabloyu etkilese de en önemli nedeni hamilelikte hatalı beslenme uygulamalarıdır. 13,110 kadın üzerinde yapılan bir çalışma kırmızı et ve işlenmiş et ürünlerin fazla tüketildiği Batı diyet modelinin Gestasyonel Diyabet ile pozitif ilişkili olduğunu bulmuştur. Aynı çalışma meyve, sebze ve et grubu olarak da balığın daha fazla tüketildiği Akdeniz diyet modelinin gestasyonel diyabet ile negatif ilişkili olduğunu göstermiştir. 21,411 kadın katılımcı ile yapılan başka bir çalışmada ise hayvansal protein ve yağların yüksek, karbonhidratların düşük tüketilmesinin gestasyonel diyabet ile pozitif ilişkili olduğunu belirtmiştir.
Son yıllarda hızla artış gösteren bir diğer sağlık problemi de alerji ve astımdır (egzama, dermatit, hırıltılı solunum). Dünya Sağlık Örgütü küresel olarak 235 milyon insanın astım olduğunu ve ilaç tedavisi gerektiren en yaygın çocuk hastalıklarından biri olduğunu da belirtmiştir. Bununla ilgili hamilelikte annenin diyetinin fetal hava yolunu ve/veya bağışıklık sistemi gelişimini etkileyerek alerji ve astımı tetiklediği hipotezi öne sürülmüştür. Bu konuda yapılan kohort çalışmaları da hamilelik ve çocukluk çağı alerji-astım arasındaki ilişkinin maternal beslenmeyle ilişkili olabileceğini bildirmiştir.
Bu bilgiler ışığında sağlıklı bir hamilelik, sağlıklı bir sofra için mutfaklarımızda Akdeniz Devrimi yapıyoruz:
En az 7 (en fazla 10) porsiyon meyve ve sebze tüketin. Boş enerji kaynağı basit şeker içeren besinlerden uzak durun. Şekerden gelen enerjiyi minimumda tutarak besleyici değeri yüksek tarifler oluşturun. Ve gün içinde en az 400 g taze meyve, 300 g sebze tüketmeye özen gösterin.
Ekmeklerinizi ve tahıllarınızı tam tahıllı tercih edin. Öğünlerinizin yanında çorba, bulgur-buğday-karabuğday pilavı, tam buğday makarna ya da patates salatası gibi tahıl gruplarına yer verin. Hiçbiri yoksa en az bir dilim tam tahıllı ekmek yemeyi ihmal etmeyin.
Haftanın en az 2 günü balık sofrası kurun. Balık pişirirken kızartma işlemi asla uygulamayın. Izgara, fırın, buğulama yöntemlerini tercih edin.
En fazla haftada 2 gün kırmızı et tüketin. Hatta 1 gün ile sınırlandırmaya çalışın. Yüksek miktarda kırmızı et/kıyma tüketimi rektal kanserle ilişkili bulunmuştur. Protein ihtiyacınızı daha yoğunlukla tavuk eti, hindi eti, kuru baklagiller, yumurta ve kuruyemişlerle sağlayın.
Süt ve süt ürünlerini yağı azaltılmış ya da yağsız tercih edin. Tam yağlı süt ürünleri doymuş yağ alımınızı artırır. Eğer aromatik peynirlerden hoşlanıyorsanız ve ev yoğurdu tüketiyorsanız en azından sütünüzü yağsız için.
Sofralarınızı bitkisel yağlarla zenginleştirin. Tereyağı, kuyruk yağı gibi doymuş yağ kaynaklarını çok nadir tüketin. Seviyorsanız kahvaltıda bir tatlı kaşığı tereyağı ya da kaymağı geçmeyin. Haricindeki yemeklerinizi pişirirken zeytinyağı kullanın.
Kızartma yapmayın. Yemeklerinizi yaparken ızgara, fırın, sulu pişirme yöntemlerini tercih edin.
Ve düzenli su için. Kg başına 35 ml olacak şekilde su ihtiyacınızı hesaplayın. Bebeğiniz için de belirlediğiniz miktara ek olarak 500 ml günlük su içmeyi atlamayın.