Metabolizmanın hız düğmesi : Tiroit
Metabolizma hızını belirleyen organ olan tiroidi daha yakından tanımaya hazır mısın? 2012 Türkiye İstatistik Kurumu sağlık araştırmasına göre tiroit hastalıklarına yakalananların prevelansı %3,5. Araştırmaya göre kadınların erkeklere göre tiroit hastalıklarına yakalanma riski ise 3 kat daha fazla. Bunun yanında en çok karşılaşılan şikâyetler arasında da tiroitlerin yeterli çalışmamasına bağlı olarak çıkan kilo problemleri geliyor! Fakat bilinenin aksine tiroit problemin, doğru tedavi ve beslenme düzeniyle senin için kilo vermede engel değil! Bununla beraber dikkat etmen gereken konu ise, beslenmende yapacağın yanlışlıkların tiroit problemleriyle karşılaşma riskini arttırıyor olması! Özellikle hangi besin öğelerinin tiroitle ilgili olduğunu merak ediyorsan, sayfayı aşağıya kaydırmaya devam etmelisin.
İyot: İyot tiroit hormonunun salgılanması için gerekli bir mineral. Yeterli iyot tüketmediğinde tiroit bezi büyümesiyle tiroit yetersizliğinin oluşmasına sebep olabilirsin. Bunun için bu en başta bu minerali beslenmende eksik etme. İyot kaynağını en güzel iyotlu tuzla beraber sağlayabilirsin. Ayrıca deniz ürünleri de iyot kaynakları arasında yer alıyor. Ciddi eksikliklerinde ise doktor önerisinde iyot takviyesi kullanabilirsin.
Selenyum: Yapılan araştırmalar selenyumun tiroit dokusunda selenoprotein içeriğinden dolayı elzem bir mineral olduğunu gösteriyor. Tiroidinin düzenli çalışabilmesi için yeterli selenyum alman şart! 2017 yılı International Journal of Endocrinology’de yayınlanan çalışmaya göre selenyum takviyesi özellikle otoimmün tiroit hastalıklarında olumlu sonuçlar veriyor. Çalışmaya göre selenyum hipotiroit hastalarında yaşam kalitesini arttırma, Anti-TPO değerini düşürme ve tiroit ultrason sonuçlarında olumlu gelişmeler göstermeye yardımcı oluyor. Ayrıca 2013 yılında yapılan araştırma da selenyumun haşimato hastalığında anti TPO-TGA miktarını azalttığını söylüyor. Selenyumu daha çok protein kaynaklarında bulabilirsin. İşte sana birkaç tane kaynak; deniz-et ürünleri, tahıllar, yumurta ve ay çekirdeği.
D vitamini: 2013 yılı International Journal of Health Sciences’ta yapılan araştırmada, hipotiroidi olan bireylerin aynı zamanda çok düşük miktarda D vitaminine sahip oldukları gözlemleniyor! Araştırmaya göre düşük D vitamini seviyesi aynı zamanda düşük kalsiyumla ilişkili olması sebebiyle hipotiroid şiddetini ve derecesini arttırmasıyla büyük ilişkide! Bu yüzden kış veya yaz demeden düzenli aralıklarla D vitamini seviyene baktırmalı, gerekli durumlarda takviye yapmalısın!
Çinko: T4’ün T3’e çevrilmesini yani metabolizmanın hızlanmasını sağlayan minerallerden birisi de çinko! Çinko üzerine yapılan araştırmalar da tiroit fonksiyonlarına etkisini kanıtlar durumda! Dikkat! Hipotiroidi belirtilerinden olan saç dökülmesini, saç yapımında görevli çinkoyu eksik alarak daha fazla tetikleyebilirsin. Bu mineral, en fazla hayvansal kaynaklarda bulunmakla beraber tahıl, kuruyemiş ve kurubaklagillerde de bulunuyor.
Magnezyum-kalsiyum: 2011 yılında hipotiroidi hastalarının kanlarındaki mineral miktarlarına bakıldığında, kişilerin kanında belirgin olarak magnezyum ve kalsiyumun düşük olduğu görülüyor. Bu görüşü 2010 yılında magnezyum ve kalsiyumun tiroit fonksiyonlarına etkisini inceleyen araştırma da destekliyor! Kalsiyumu süt ve ürünlerinden magnezyumu ise kakao, yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıl ürünleri ve muzdan sağlayabilirsin.
Demir: Çalışmalar demir eksikliğinin de tiroit hormonlarının çalışmasını olumsuz etkilediğini söylüyor. 2015 yılı Annals of Pathology and Labrotory Medicine’daki araştırmaya göre demir eksikliği anemisi olan kişilerin tiroit hastalıklarına yakalanma riski daha yüksek. Bu yüzden demir seviyeni düzenli aralıklarda kontrol ettirmende fayda var.
B12 vitamini: Yapılan araştırmalar B12 eksikliğinin de tiroit fonksiyonlarını olumsuz etkileyeceğini söylüyor. Sen de bu seviyeni uygun aralıklarda tutmak için hayvansal besinleri tüketmelisin. Uygun sınırlara getiremediğin B12 seviyen için takviye kullanmayı aklından çıkarma
Probiyotikler: Yapılan güncel araştırmalar, artık birçok hastalıkların bağırsak mikrobiyotasıyla yakından ilişkili olduğunu söylüyor. Bu hastalıklar arasında tiroit hastalıkları da yer alıyor. Çalışmalara göre bağırsağındaki floranın kötü durumda olması tiroit problemlerini de tetikleyebiliyor. Bu yüzden bu floranın sağlıklı kalması ve gerekli durumlarda probiyotik takviyesinin yapılması, bu durumu iyileştirmeye katkı sağlayabilir. 2014 yılında Obesity & Weight Loss Therapy’de yapılan araştırmaya göre probiyotik takviyesi, tiroitlerin çalışma fonksiyonuna olumlu etki yaratabilir!
Vejetaryenler dikkat! Araştırmalara göre vejetaryanların eksik kaldığı vitamin mineraller arasında başlıca iyot, B12, demir, kalsiyum, D vitamini ve çinko geliyor. 2013 yılında Nutrients’te yayınlanan makaleye göre uzun dönemde vegan diyeti yapanların, normal bireylere göre tiroit hastalıklarına yakalanma riski, bahsedilen minerallerdeki eksikliklere bağlı olarak daha yüksek! Bu yüzden eğer vejetaryen isen bu vitamin ve mineral takviyelerini kesinlikle unutmamalısın, popüler diyet olarak yapıyor isen de bence bir daha düşünmelisin :)
Tiroitten korkma ve kilo vermeni imkansız görme! Tiroitlerinle ilgili problemin olsa dahi kullanacağın ilaç ve takiple tiroit değerlerini normal aralıklarda tuttuğun sürece, bununla beraber doğru beslenme düzeniyle hiçbir şey imkansız değil unutma!