Orgo-Fit Beslen! Fit Kal!

Bir besinin tohumunun üretiminden, ekimi-yetiştirilmesi-işlenmesi ve saklanmasına kadar hiç bir aşamada kimyasal bir işleme maruz kalmaması o besinin organik olduğunu gösterir. Yapısında herhangi genetik bir değişiklik yapılmamış olması, tarım ilaçlarının kullanılmamış olması, hormon, antibiyotik, renklendirici içermemesi ve kimyasal malzemelerden oluşan herhangi bir paketleme sistemine maruz kalmamış olması gibi özellikler de organik tarım ürünlerinin olmazsa olmazları arasındadır!

Organik besin; herhangi bir sertifikası olmadan “sözlü” olarak organik olduğu iddia edilen bir besin değildir! Bu nedenle organik bir besin satın almak istediğinde, mutlaka “organik besin sertifikası”nı kontrol etmelisin!

Bedenine iyilik yapmak ve organik beslenmek için çok sebebin var..

Pestisitler ve kimyasal tarım ilaçları vücutta birikerek toksik etki yaratıp hücre yapını değiştirebilir, kansere sebep olabilir. Yapılan birçok bilimsel çalışma pestisitlerin insan bedeni üzerindeki etkilerini incelemeye devam ediyor. En yaygın olarak kullanılan böcek ilacı “kloropirifos” olarak bilinen bir pestisit türüne karşı bile bedenimiz koruyucu mekanizmalar geliştirerek korunabiliyor ancak 2 yaş altındaki çocuklar ve anne karnındaki bebeklerin metabolizmaları hariç! Bu nedenle özellikle bu dönemde mutlaka organik beslenmelisin! Eğer imkanın var ise sadece hamile veya 2 yaşın altında olmana gerek yok elbette bedenini bu toksik maddelerden uzak tutmanın her yaşta faydası var!

Çiftçiler tarafından hayvanlara uygulanan hormon ve antibiyotik takviyeleri; büyüme ve gelişmeyi hızlandırarak hayvanların daha çok süt ve yumurta vermesini sağladığı için kullanabiliyor, elbette bu yapay kimyasal ilaveleri gelişim çağındaki çocuklarda erken ergenliğe ve/veya yetişkinlerde bazı kanser türlerine sebep olabiliyor! Bu üzücü sonuçlar; obezite, sağlıksız beslenme, kalitesiz yaşam tarzı gibi birçok faktörden etkileniyor yani tek faktör hormonlu ilaç kullanım riski değil elbette; ancak elindeki imkanlarla organik beslenerek bu riski minimize etmek senin elinde!

Hormon ve antibiyotik almaktan kaçınmak için özellikle büyükşehirlerde organik yumurta, süt, yoğurt ve et tüketimini sağlamalı; hem organik, hem de sağlıklı beslenerek bedenini yapay faktörlerden uzak tutmalısın!

Yapılan analizler organik besinlerin daha çok Magnezyum, C vitamini ve Demir içerdiğini göstermekte! Ancak sadece organik beslenmek daha fit olman için yeterli değil! Dengeli bir diyet programı ile kilo yönetimini sağlamanın önemi burada da karşına çıkıyor!

Organik beslenerek besinin kimyasallardan uzak ve doğal formu ile bedenini buluşturuyorsun; ancak porsiyon kontrolü ve bedenine sağlıklı enerji kaynağı sağlamak, olmazsa olmazlar arasında!

Kendine ve ailene organik bir sofra kurarak beden sağlığın için ilk adımı attın! Şimdi sıra sağlıklı bir diyet içeriği oluşturmaya geldi! Birkaç püf nokta sana yardımcı olacaktır;

• Her gün 300-400 gram taze organik meyve tüketimi bağırsak sağlığın için şart!

• Her gün 200 gram organik sebze tüketimi sayesinde; posa ile bağırsaklara ve içerdiği vitamin-mineral sayesinde bağışıklık sistemine destek olmaya devam!

• Doymuş yağ yerine zeytinyağı ve diğer faydalı organik yağ türlerine (ceviz, badem, fındık, avokado, Hindistan cevizi) sofranda yer ver! Ancak miktara dikkat!

• Taze meyve ve sebzelerde pişirme yöntemlerine dikkat! Kesinlikle yakmadan pişirmelisin, ızgara, sote veya fırında pişirme yöntemlerini kullanabilirsin!

• Günde iki fincan yeşil çay ile ödem seviyene ve yağ yakımına destek ol!

• Günde en az 6 öğünle beslenmelisin!

• Her gün en az 2 litre su içmelisin!

• Diyetinde yağı azalt, posayı arttır! Tok tutucu tariflerle bedenini mutlu et!