PCOS'ta Doğru Beslenmeyle Doğurganlığı Artır!
Günümüzde her 10 kadından 1’inde PCOS (polikistik over sendromu) görülmektedir. PCOS’lu kadınların %50-70’i diyabete kadar gidebilen insülin direncine sahiptir. Tabii ki sadece insülin direnci değil, beraberinde birçok sağlık problemine de neden olmaktadır. Bunlardan biri de infertilitedir.
Seyrek gerçekleşen ya da hiç gerçekleşemeyen yumurtlama, PCOS’lu kadınlarda hamile kalma olasılığını azaltır. Beslenme ise yetersiz olduğunda bu durumu kötü etkileyebileceği gibi, doğru tercihleri yaparsak olumlu yöne de çevirebilir. PCOS’ta doğurganlığı artırabilecek beslenme şeklini tanıyalım o zaman ;)
Yüksek proteine evet; ama düşük karbonhidrata hayır!
PCOS beraberinde insülin direnci veya diyabeti de getirdiği için beslenmenin protein oranı (%20-23) artırılır. Ama hatalı popüler diyet uygulamalarında olduğu gibi karbonhidrat yasaklanmaz. Beslenmende karbonhidrat oranı %40’ın altına asla düşmemelidir.
Posa alımını artır!
Posa sindirimi yavaşlatarak vücutta kan şekeri ve insülin dengesi sağlar. En iyi posa kaynakları ise meyve ve sebzeler, kurubaklagiller, tahıllardır. Günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze ye, haftanın iki günü kurubaklagil yemeği pişir, her öğünde mutlaka bir tam tahıla yer ver.
Antienflamatuar beslen!
PCOS’un vücutta yarattığı bir diğer etki de düşük dereceli inflamasyondur. Antienflamatuar besinleri beslenmene dahil ederek bu inflamasyonu yenebilirsin. Günlük bir porsiyon meyve hakkını 100 g ananastan yana kullan. Yemeklerinde muhteşem ikili sarımsak ve soğanı ihmal etme. Yoğurtlarının içine bir tatlı kaşığı keten tohumu ya da bir çay kaşığı zencefil/zerdeçal ekle.
Kral gibi kahvaltı yap, fakir gibi akşam yemeği ye!
PCOS’lu ve normal kilolu olan 60 kadına aynı kaloride diyet verilmiş. Bir grubun kahvaltı kalorisi yüksek, akşam yemeği kalorisi düşük; diğer grubun akşam yemeği kalorisi yüksek, kahvaltısı kalorisi düşükmüş. 90 günün sonunda kahvaltısı yüksek olan grup %56 daha az insülin direnci ve testosteron seviyesinde %50 azalma görülmüş. İnsülin ve testosteron seviyelerindeki bu azalmalar, ovulasyon oranının %50 artmasına neden olmuştur. O yüzden Almanların bir atasözü vardır, biz diyetisyenler çok severiz: “Kahvaltı bir imparator, öğle yemeği bir kral ve akşam yemeği bir fakir gibidir.”
Ara öğünleri ihmal etme!
2016 yılında yapılan bir araştırmada öğün sıklığının PCOS ve insülin duyarlılığı üzerine etkisi araştırılmış. Katılımcılar 3 ya da 6 öğünlü beslenmişler. 24 haftanın sonunda ise, 6 öğünlü beslenmenin açlık insülin değerini ve OGTT sonrası insülin duyarlılığını düşürdüğü gözlemlenmiş. PCOS ile mücadelede 2-3 saat aralıklarla sık beslenmek yaşam tarzın olsun.
İki gün somon ye, beş gün omega 3 takviyesi al!
Somonda bulunan omega 3 yağ asidi üreme hormonlarını düzenler ve üreme organlarına kan akışını hızlandırır. Balık yemediğin günlerde de düzenli olarak omega 3 takviyesi almayı ihmal etme. Hamilelik öncesi ve hamileliğin süresince ağır metal riskinden korunmak için bitkisel omega 3 kaynağı olan algae oil tercih edebilirsin.
Tahılların rengi kahverengi olsun!
Basit karbonhidratların glisemik indeks değerleri yüksek olduğu için, kan şekerini ve insülin değerini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle glisemik indeks değeri düşük, posa oranı yüksek tam tahılları hayatına kat. Esmer pirinç, bulgur, firik bulguru, karabuğday, kepek, yulaf, tam tahıl önceliğin olsun. Bir süreliğine beyaz pirinç, sıcak patates, beyaz un ve beyaz ekmeğe veda edebilirsin ;)