Yo-Yo Sendromuna Yokum De!
Yo-yo oyuncağını bilir misin? Aşağı yukarı hareketler ile ipin boyu kısalır yada uzar. İşte senin için tartıdaki rakamlarda zaman zaman artıp azalıyorsa ve bu değişiklik diyet olmayan, ama adına diyet dediğin uygulamalarla oluyorsa dikkat Yo-Yo Sendromu!
Formeo’da kilo yönetimi programları başlamadan önce yapılan ön görüşmede tüm danışanlarımızın diyet ve kilo geçmişi kayıt tutulur. Ve neredeyse kilo alıp vermeyen, diyet geçmişi olmayan danışan sayımız yok denecek kadar azdır. Hal böyle olunca da kırılmış umutlar, yıpranmış bedenler ve yorulmuş metabolizmalar da kaçınılmazdır! Bizde bu yüzden #formeodiyetisyenleri olarak, “Yo-yo Sendromuna yokuz” dedik ve ben de senin farkındalığın için bu konuyu kaleme aldım.
Yo-yo sendromu nedir?
Çok düşük kalorili diyet programları ile çok kısa sürede kilo kaybının yaşanmasının ardından, verilen kiloların tekrar alınmasını beraberinde getiren, zayıflama programlarının kaçınılmaz sonudur. Yaz aylarının yaklaşması ile bikini hazırlığına girmesine alışkın olduğunuz arkadaşınız sonbaharda tekrar kilo almaya başlıyorsa bilin ki yo-yo sendromu onu da ele geçirmiş durumda! En riskli yanı ise insanların çoğunun bu sendromu yaşadığının farkında olmaması ve bunu diyet programlarının kaçınılmaz sonu olarak düşünmesi…
Yo-Yo sendromuna neden olan uygulamalar; düşük kalorili diyetler, zayıflama hapları/ ilaçları, laksatif kullanımı, tek tip beslenme programları gibi sürdürülebilir olmayan sağlıksız uygulamalar…
Yo-Yo Sendromu’nda vücuduna neler oluyor?
• Açlığa veya yoksunluğa alışan vücut, bu düzenden çıkıldığında tekrar aç kalma korkusuyla tükettiğin her şeyi depoluyor ve yağlanma çok kısa sürede artıyor.
• Enerji alımındaki dengesizliklere bağlı olarak, metabolizma yavaşlıyor ve yaşlanıyor.
• Kısa sürede kaybedilen yüksek ağırlıklar kas kaybı olduğundan dolayı vücutta deformasyon oluşuyor.
• Kan şekeri dengesizliklerine bağlı duygusal krizler ve yeme atakları meydana geliyor.
• İlaçla zayıflamanın tercih edildiği uygulamalarda; böbrek fonksiyonlarında bozulma, kalp ritim bozuklukları, yüksek kan basıncı gibi sağlık problemleri oluşuyor.
Kısacası; vücudunu ve ruhunu yaşlandıracak, fizyolojik ve psikolojik durumlar meydana geliyor.
Yo-Yo Sendromu’ndan kurtulmak için;
• Diyetin yaşam tarzı değişikliği olduğunu kabullenmeli ve bunu uygulamaya hazır olmalısın,
• Mevcut yaşam tarzın ile olması gereken arasında köprüler kurmaya odaklanmalısın,
• Doğadaki tüm besinlerin sağlıklı beslenme programında olabileceğini, önemli olanın dengeli ve yeterli tüketimi olduğunu kabullenmelisin,
• Zayıflamak için bir mucize aramaktan vazgeçmeli, bu sürecin mucizevi sonuçlarına odaklanmalısın,
• Fiziksel aktivite sınırlarını belirlemeli, yaşam boyu sürdürebileceğin bir aktiviteyi hayatına katmalısın,
• Diyetisyeninin en iyi yol arkadaşın olduğunu bilmeli ve ona güvenmelisin!
Bu madde çok önemli! Neden mi? yo-yo sendromu yaşayan bireyler ruhen ve bedenen yıpranmışlığın yanında doymak hissini de kabullenmekte zorlanıyor. Çünkü uyguladıkları tüm yöntemler onlara kilo yönetiminin tek yolunun açlık olduğunu vurgulamış oluyor! Bize geldiklerinde de karşılaştıkları “doymak hissi” onlara yabancı geliyor ve kilo verememekten korkuyor… Lütfen destek aldığın uzmana güven.
Evet, ağırlıktaki %10 azalma obezitenin neden olduğu kalp hastalıkları, diyabet ve kanser gibi pek çok hastalığın önlenmesi için çok kıymetli. Fakat asıl önemli olan kaybedilen ağırlığın korunması!
Vücudun bir yap-boz değil ve hayat boyu seninle olan tek kıyafetin. Ona iyi bakmak yaşama karşı en büyük borcun! Sağlığın için bir karar al ve hatalı uygulamaları bir kenara bırak. İşe onlara diyet demeyerek başlayabilirsin ;) Çünkü diyet; sürdürülebilir bir yaşam tarzı demek :)